13 Ağustos 2013 Salı

12 AĞUSTOS KRİTON CURİ PARKI FORUM NOTLARI

Bu akşam (12.08.2013 Pazartesi) yapılan forumda yapılan tartışmalar: 
Çok genel konular dışındaki başlıklar: Maltepe Gülsuyu mahallesinde uyuşturucu çetelerinin halka yönelik saldırıları, Futbol ve Siyaset, AKP ve Sistem, Parka forumumuzun katılımının az olması

Forumda yapılan çağrılar, alınan kararlar: 
-Gülsuyu mahallesine istanbul forumlar koordinasyonunun Perşembe günü Gülsuyundaki Maltepe Gezi Parkı forumuna merkezi katılım çağrısı olursa biz de Kriton Curi parkı olarak oraya destek verelim önerisi yapıldı (benim önerim.)
-Gezi Direnişi Eylemlerinde Hayatını Kaybeden Mehmet Ayvalıtaş adına Ümraniyede açılan kütüphaneye kitap bağışı yapılması ile ilgili daha önce başlatılan kampanyaya destek olalım. Kitapları Çarşamba günü yapacağımız foruma getirelim. Nilüfer arkadaşımız ilişkiye geçmiş, kitapları kütüphaneye teslim edecek.
-AKP iktidarının desteği ile Suriyede ve Türkiyede halkların başına bela olan, halk düşmanı, katliamcı El-Kaide/Nusra çetelerinin saldırıları altında zor durumda olan Rojava (Suriye Kürdistanı) halkı ile dayanışma için insani yardım toplanması önerisi forum dağıldıktan sonra geldi. Bu konuyu bir sonraki forumda gündeme getirmekte yarar var kanısındayım.

Saat 23:30'da forum sonlandırıldı.

6 Ağustos 2013 Salı

05 AĞUSTOS PAZARTESİ KRİTON CURİ PARKI FORUM NOTLARI

05 AĞUSTOS FORUM NOTLARI
Kolaylaştırıcılar seçildi, kısaca konu başlıklarının üzerinden geçilerek foruma başlandı.
                Konuşmacı, bugün Silivri’deki önlemlerin abartılı olduğunu ve oraya giden otobüslerin sebepsizce engellendiğini söyledi.
                Konuşmacı, iletişimin hızlandırılması gerektiğini söyledi.
                Konuşmacı, Ergenekon davasının belgelerinin çürütülmüş olduğunu, Silivri’ye giden otobüslerin durdurulmasının ve oradaki aşırı önlemlerin önceden planlanmış olduğunu söyledi.
                Konuşmacı, Gezi ruhunun Silivri’ye destek verip vermediğinin konuşulabileceğinden bahsetti. Gezi Parkı olaya birebir dahil olmasa da, haksızlığa ve şiddete karşı olduklarını belirttiklerini, yine de temsili de olsa Silivri’de bulunmalarının iyi olabileceğini düşündüğünü söyledi.
                Konuşmacı, ülkedeki adaletsizlik ve hukuksuzluktan, sosyal medyanın önemi ve gücünden, medyanın suskunluğundan bahsetti. Irkçılığın, ayrımcılığın kötülüğünden bahsetti. İnsanların sırf etnik kimlikleri nedeniyle katledilmeleri ile ilgili örnekler verdi. Taksim, Gezi Parkı’nda devrim ateşinin yakıldığını söyleyerek konuşmasını sonlandırdı.
                Konuşmacı, Maltepe ve Göztepe park forumlarını ziyaret ettiğini ve bundan sonra iletişim içinde olunacağını söyledi. Birleşerek güçlü olunabileceği ve artık birleşmemiz gerektiğini söyledi.
                Konuşmacı, bu olaylardan önceki umutsuzluğundan bahsetti. Olayların ideolojik olmadığını, faşistliğe karşı vicdanı olan herkesin birleşmiş olduğunu söyledi. Eskiden ayrımcılığın daha çok olduğunu, 30 Mayıs’ta başlayan olaylarla insanların empatisinin arttığını, ön yargılarının azaldığını söyledi. Organize olmak gerektiğini belirtti.
                Konuşmacı, Gezi ruhunun homojenleri birleştirdiğini, ancak oradaki bazı grupların olayı sürekli başka yönlere çekmeye çalıştığını belirtti.
                Çarşamba günü arefe günü olduğu için forum yapılıp yapılmaması oylandı.
                Forum yapılması yönünde karar çıktı.
                Bayramlaşmanın da Çarşamba günü yapılmasına karar verildi.
                Konuşmacı, Küba’ya olan ziyaretini anlattı. Aslında halkın çok fakir olduğunu, ama medeni ve sevecen olduklarını belirtti. Müziğin hayatlarında önemli olduğundan bahsetti. Santa Clara’da bulunduğu sokak buluşmasını anlattı. O mahalledeki 30 aileden en az bir doktorun, bir mühendisin, akademisyenin vs olduğunu söyledi. Fakir olunsa da okuma oranın yüksek olduğunu belirtti. Yemekte çocukların nezaketli, görgülü olduğunu, misafir oldukları için onlara öncelik vermelerini anlattı. Sokak örgütlenmelerinden bahsetti. Yöneticilerin maaşlarının asgari ücrete yakın olduğundan, halkla iç içe olduklarından bahsetti. Dünyanın en örgütlü toplumlarından biri olduklarını söyledi. Kılık kıyafetten, kitaplara kadar bütün eğitimin ücretsiz olmasına değindi. Bilinçli meslek seçiminin olduğunu ve işsizliğin olmadığını söyledi. Örgütlü toplumun ne yapacağını bildiğini ve örgütlenmenin önemli olduğunu söyleyerek konuşmasını sonlandırdı.

                Saat 11’e yaklaştığından ötürü forum sonlandırıldı.

30 Temmuz 2013 Salı

29 Temmuz Pazartesi Kriton Curi Parkı Forum Notları

29.07.2013 tarihli forum notları

-              Bir konuşmacı film gösterisi organize edebileceğini bildirdi. Teknik ekipman ihtiyacını bildirdi. Film gösterisi ne zaman yapılacağı oylayalım dedi.
-              Perşembe günü yapılabileceğini belirtti.
-              İletişimin önemini anlattı.
-              Çekmeköy’den gelen bir katılımcı konuştu. Yoga hocası olduğunu ve farklı forum alanları ziyaret ettiğini bildirdi.
Bütün işleri kadınların üstlendiğini ve gençlerin daha fazla görev almasını gerektiğini vurguladı. Gençlere çok güvendiğini ve bir anne olarak çocuklarını eylemlere teşvik ettiğini, hiç korkmadığını belirtti.
Eğer bir şeyler olacaksa olsun annelerin mutlaka çocuklarına destek vermeleri gerektiğini bildirdi.
-              Kütüphane komisyonu kurulsun. Birkaç arkadaş gönüllü olarak görevi kabul etti.
-              Kütüphane için yerimiz yok, ilk önce yer ayarlamak lazım dedi. Kütüphane yeri için Belediye ile görüşülebilir, belki bu konuda çözüm önerileri olabilir. Komisyon Belediye ile görüşmeli dedi.
-              Çarşamba günü (31.07.2013) bir kitap getiren bir kitap alabilir takas yöntemi ile kütüphane faaliyeti başlatabileceğimizi bildirdi.
-              İkinci kez katıldığını ve bundan sonra bu foruma katılacağını bildirdi. 2014 yerel seçim yaklaştığını ve yerel yönetimden ne bekliyoruz nelerin yapılmasını istiyoruz tartışalım daha somut hale getirelim dedi.
-              Caferağa forumdan iki arkadaş Caferağa Mahallesi Örgütlenme Modeli Taslağı dağıttı ve bu modeli tanıttı. (taslak eklidir)
-              Mahalleler arası iletişim nasıl yapılacağı soruldu.
-              Mahalleler arası iletişim aşamasına henüz gelinmediğini konu çok yeni işin başlangıcında olduklarını belirttiler.

-              02.08.2013 Cuma günü saat 21:30 Kriton Curi Parkında bir film gösterisi organize edileceğini bildirildi. Film gösterisinden sonra yönetmen ve bazı oyuncalar ile söyleşi yapılacağını duyuruldu.

27 Temmuz 2013 Cumartesi

26 Temmuz Cuma Kriton Curi Parkı Forum Notları


26.07.2013 forum notları:

İstanbul Hukuk Fakültesi öğretim üyesi bir duyuru yaptı. Yüksek lisans öğrencileri ile birlikte kamusal alanın inşası konulu anket hazırlamışlar ve 14 ayrı forumda anket yapılmış. (Anket eklidir)
Bilimsel alanda katkıları olsun istemişler ve bu projeyi hayata geçirmişler. Anketten alınacak sonuçlar makaleye dönüştürülüp yayınlanacakmış.
Gündem belirlemedikçe konuşmalar kısıtlanıyor dedi. Diğer forumlarda deneyimli kişiler konuşturuluyor. Medyadan Halk TV gibi konuşmacılar davet edilmiş. Bir forumda Ermeni gazeteci davet etmişler ve Ermenilerin beklentileri ve görüşleri paylaşılmış.
Ne olacak sorusu çok gündemde mutlaka örgütlenmek gerekiyor. Muhalefet işlemiyor, bağımsız adaylar çıkarmak gerekiyor.
Hukukçuyum ama hukuka güvenimiz kalmadı, kafalarına göre iş yapıyorlar, hukuk aslında haklarımızı koruyan araç ama şuan işlemiyor. Hukuku iktidar yapıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemenin kararları uygulanması gerekiyor. Kendimize güvenmemiz gerekiyor. İktidar üzerinde yoğun baskı var. Başbakan gelir ve gider, bu hükümetin diğer hükümetlerden farkı yarın gideceklerini farkına varmamaları. Hiçbir sınır tanımıyorlar bütün Üniversitelerimizi ele geçirdiler. Yapım işlerini kendi adamları yapıyor. Maksimum alabileceklerini alıyorlar temel konuları alt üst ediyorlar. Kurtuluş savaşı kazanmış bir milletiz bu kadar kolay değil bu milleti sindirmek.
Bu hareketin (eylemin) zaman içinde güçsüzleşeceğini inandırmaya çalışıyorlar. Okan Bayülgen, Cüneyt Özdemir, Şafak Sezer gibi daha önce Gezi parkı eylemleri destek verenler farklı konuşmaya başladılar.
Dış ülkelerle düşman olmak istemiyoruz savaş istemiyoruz dedi ve anketi dağıttı.

Forumlarda bir beklenti var. Siyasi partilerle görüşmeli. Son iftar yemeği için çağrı yapılmalı. Konuşmacı çağırılabilir.

Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesinde bir hoca “diren” yazılı tişörtle konuşma yaptığı için Üniversite rektörlüğü soruşturma açtı. Uludağ Üniversitesi yönetimi disiplin cezası kararı çıkardı. Kınama, maaş kesme, uzaklaştırma gibi ceza alabilirmiş. Buna karşı bir sürü öğrenci toplanıp hocamızı geri istiyoruz eylemi yapıldığını bildirdi.
Büyük ve güçlü Üniversitelerde kendi adamlarını yerleştiriyorlar. Konya’dan Erzincan’dan öğretim üyeleri geliyor. Artık Rektör cemaatten mi yoksa AKP’den mi diye konuşuluyor.

Geçen forumda bahsettiği mahalle örgütlenmesi ile ilgili konuşmak istediğini bildirdi. Yerel sorunları görüşüyorlar. Bu forumda biraz yavaş ilerliyoruz ama endişelenmeye gerek yok. Her şeyden önce ısrarlı ve kararlı olmalıyız.
Elini taşının altına koymak isteyen çok insan hazır bekliyor. Mahallelerin örgütlenmesi çok önemlidir illere daha sonra tüm ülkeye yayılması çok önemlidir dedi.
Her mahalleden bir temsilci diğer mahalleye gidip mahalle ihtiyaçlarını bildiriyor. Mahalle temsilcileri yine toplanacak. Yarın yoğurtçu parkında konu ile ilgili detaylar öğrenilebilir örneğin nerde ne zaman toplanacaklarına dair bilgi edinebiliriz.
Diğer parklara bir temsilci gönderip diğer parklarda neler yapılıyor öğrenebiliriz.
28 Temmuz Pazar günü saat 17:00 Altıyol-Kadıköy de, AKP’nin Suriye politikası protesto yürüyüşüne katılmak isteyen katılabilir. Boğa’dan Rıhtıma yürüyüş yapılacak ve sonra basın açıklaması yapılacak.
Aynı gün saat 19:30 Taksim deki Anti Kapitalist Müslümanlarla iftar yemeğine davet edildi.


Gezi için burada toplanmaya gerek yok herkes kendisi gidebilir.

Biz uzun zamandır parkta buluşup pankartlarımızla yakında bulunan Metro istasyona doğru yürüyoruz. Bugüne kadar çok iyi organize olduk ve burada buluşmamız gerektiğini inanıyorum. Karşı düşüncesi olan var mı diye halka soruldu.

AKP iğrenç bir politika izliyor. Eylemlere mutlaka katılmalıyız.
Oylama yapıldı. Pazar günü saat 15:30 da parkta buluşma kararı alındı.

Dış politika çok önemli, Orta Doğu hakkında da görüşmemiz gerekir. Arap baharı ile ilgili görüşü olan var mı ?  Konu ile ilgili bilgisi olan bir konuşmacı davet edebiliriz dedi.

Benim adım Franklin Amerikalıyım, Kaliforniya’dan geliyorum. Kozyatağı’nda oturuyorum, beş yıldır Türkiye’de yaşıyorum. Aileme ve arkadaşlarıma burada olanlar hakkında sürekli bilgi veriyorum. Arkadaşlarımı buraya davet ettim. Tarihsel ve kültürel ve Türk misafirperverliği görmelerini tanımalarını istedim.
Altı hafta önce bir şeyler değişti. Los Angeles da bir süre yaşadım ama İstanbul daha büyük bir şehir ve altı hafta öncesine kadar burada kendimi daha güvende hissediyordum.
Türkiye’de farklı görüşte olan insanlar sokaklarda eylem yapıyordu polis ile çatışma çıkıyordu, bugün ise insanlar kendi aralarında toplanıyor konuşuyor düşüncelerini paylaşıyor.

………….. “ parkta iki genç arasında kavga çıktı konuşmaya ara verildi “………..

Gelecek seçimler için sizlere bol şans diliyor beni dinlediğiniz için teşekkür ederim dedi.

Şurada kavga çıktı zannedersem aynı kızı seviyorlar gördüğünüz gibi aynı mahallede aynı okula gidiyorlar, küçük bir mesele için kavga ediyorlar.
Gezi parkında böyle değildi, dayanışma vardı, oradaki gençler eğitimliydi ve hedefleri vardı.
Maltepe forumda gördüm, çoğu koyu MHP’li ama en azından kendi görüşlerini dile getirebiliyorlar.

Artık elle tutulan şeyler yapmalıyız. Aramızda koyu ulusalcılar var. Kürtlere saygı göstermeliyiz.

Rahatsız olduğum bir şey var.
Ulusal, faşist bu tarz sözler kullanmayalım. İnsanların değerlerine saygı gösterelim. Arkadaşlar Taksim dayanışma bizden besleniyor, tasvir etmek istiyorlar.
Bir kavga gördüğünüzde ayırın bizim farkımız bu olsun.

Foruma ilk defa geldim. Seçimlere 7 ay kaldı, belki siyasetçiler için 7 ay çok ama halk hareketi için kısa bir zaman.

Ben 42 yaşındayım. 24 senedir farklı partilere oyumu kullandım. Forumlarda ön seçim yapılabilir. Aday olacak mesela Taksim Dayanışma dan aday çıkacaksa gelsin şimdiden konuşsun forumlarda.

35 gündür foruma geliyorum. 11 senedir AKP’nin yaptıkları için sürekli birbirimizi suçluyoruz.

İstanbul oy verecek 15 milyon vatandaşımız var. Geçen senelerde hapisten çıksınlar diye bazı tutuklu olanları milletvekili yaptılar. Bağımsız adaylar bir partiye katılsın, oylar bölünmesin.
Psikolojik ortam çok müsait küçük partilere oy verildiğinde oy boşa gidiyor.
Biz çoğunluk olabiliriz.

Hayatımda ilk defa katılıyorum, çok gurur duydum.
Özal dönemi yaşadık hatırlayın benim insanım işini bilir dedi. Kenan Evren İmam Hatip Listeleri açtı. Asıl Özal ile birlikte her şey satılmaya başlandı.
Para getiren şey komünikasyondur. Maliye Bakanlığın yaptığı açıklamayı hatırlayın satacak bir şeyimiz kalmadı dedi.
Bu seçim sistemi ile yapılacak şeyleri siz düşünün.
Sandıktan çıkan her şey demokratik mi? düşünmek lazım.

93 doğumluyum, TV’de Sivas olayı izlerken 5 yaşındaydım.
TGB’li arkadaşlarımız Gezi de ilk defa Polis ile karşılaştı. Bu ülke adaletsiz bir ülke ve daha önce de böyleydi.

Öneride bulunmak istiyorum. Konuşmacı çağıralım, film izleyelim.
Film izleyebilmemiz için çok uzun kabloya ihtiyaç var.

Bir arkadaşımız 40mt kablo getirebileceğini bildirdi.

Pazartesi Kadıköy Caferağa halk meclisinden bir arkadaş geleceğini duyuruldu.

Bir gün film gösterisi olsun.
Kültür sanat komitesi var ama henüz faaliyetleri olmadı. Bu arkadaşlar film gösterisi organize edebilirler.

27 Temmuz saat 19:30 Nazım Hikmet Kültür Merkezinde yapılacak konuşma duyuruldu.
Konu: "Hükümet İstifa Etsin"
Konuşmacılar: Mehmet Kuzulugil (soL gazetesi Yazı İşleri Müdürü),
Mustafa Kemal Erdemol (Gazeteci, yazar)

Internet sitesinden broşür bastırıp haftaya yapılacak iftar yemeği herkese duyurulması istenildi.

Face, Twitter adresleri hatırlatıldı.

Forum kapatıldı.






     

25 Temmuz 2013 Perşembe

24 Temmuz Çarşamba Kriton Curi Parkı Forum Notları

24 Temmuz Çarşamba Kriton Curi Parkı Forum Notları

Forum 21:30’da alkış eylemiyle başladı. İlk önce Moderatör ve kolaylaştırıcılar seçildi. Sonrasında konuşmacılara söz verilmeye başlandı.

Bir konuşmacı; Kendisinin bir çok forumlarda yer aldığını söyleyerek mahalle temsilcilikleri hakkında bilgi verdi. Büyük forumlarda daha kurumsal hareket edildiğini mahalle temsilciliğinin kurulduğunu söyledi. Halk meclislerinin en küçük örgütlenme biriminin olduğunu sırayla mahalle meclislerinin ve Türkiye meclisi olması düşüncesiyle hareket edilmesi gerektiğini söyledi. Gezi süreciyle beraber gelişen mahalle forumlarının yoğun bir katılımla devam ettiğini söyledi. Dünyada bu forumlarının örnekleri de vardır dedi. Kadıköy’de 21 tane mahalle var. Her mahalle kimi zaman birleşerek, kimi zamanda parklarına sahip çıkarak forumlar oluşturdular. Örneğin yoğurtçu parkı, örneğin Göztepe parkı ve örneğin kriton curi parkı gibi. Caferağada, Rasimpaşada, Acıbademde ve Kuzguncukta mahalle meclisleri aktifleşti. Mahallenin sorunları temelinde bir araya gelip, komisyonlar kurup çalışıyorlar. Acıbademde bir parkın Telekom tarafından alınmasına, bir okullarının imam hatip olmasına tepki verip, afişleme yapıp esnafla görüşmeler yapıyorlar. Mahalle meclisleri önce yürütmeyi seçiyorlar ve çalışmada dönüşümlü olarak devam ediyor. Her mahalle en az 2 kişiyi merkez yoğurtçu parkına, meclisler birliğine gönderiyor. Somut olarak ne yapılacağı tartışılıyor. Ana başlıklar belirleniyor ve ona göre çalışma yapılıyor. Hafta sonunda  Taksim etkinlikleri için forumlar destek veriyor. Ayrıca Kadıköy’de Perşembe günleri yürüyüşler düzenleniyor. Bu Perşembe (Bugün) Haydarpaşanın gar olarak kalması için dayanışma tarafından bu akşam 2.si yapılan Milonga (Tango) gecesi saat 20:00’de bütün forumların birleşmesiyle Tango gecesi düzenlenecek. Kriton Curi forumunu da kurumsallaştıralım. Göztepe ve diğer forumlar daha hareketli geçiyor. Burayı da hareketlendirmemiz lazım.

Bir başka konuşmacı; Emekli öğretmen olduğunu ve daha öncede geldiğini belirtti. Gençlerin duruşunu, mücadelelerini, geleceğe umutla ve mizahi yaklaşımlarını taktir ettiğini ve kendilerine teşekkür ettiğini belirtti. Sağlık problemleri nedeniyle bir süre uzak kaldığını ve herkesin forumlara gelip evde karınlarından konuşmayarak burada düşüncelerini belirtmelerinin önemini belirtti. Kendisinin yaşadığı sitede Kriton Curi parkı forumunun duyurusunu yaptığını ve yapmaya da devam edeceğini söyledi.

Bir başka konuşmacı; Forumlardaki katılımcı sayısının hiç önemli olmadığını, sayının sadece istatistiki bir değer olduğunu söyledi. Forumlara ara ara gelebildiği için eksik olabildiğini yalnız buradaki forumun duygusal yaklaşımlarla devam ettiğini gördüğünü söyledi. Kesinlikle ana akın medyanın yıkılması gerektiğini, sosyal medyanın daha da yaygınlaştırılarak iletişim bağının güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. İki hafta önce Kadıköy’de ki yürüyüş etkinliğine gittikten sonra facebook sayfamıza 10 kadın ve 10 erkekle Kadıköy’deyiz Her Yer Taksim Her Yer Direniş yazarak coşkumu belirttim. Sosyal medyayı mutlaka öğrenmemiz gerekir. Bilenlerin bilmeyenlere öğretmesi gerekir. Çünkü çağımız iletişim çağıdır. Ne yapıp edip iletişim sıkıntılarını ortadan kaldırmamız gerekir.

Bir başka konuşmacı; Mahalle meclisi düşüncesi yerinde bir düşüncedir. İşin içinde gençlik olduktan sonra başarılı olacağını düşünüyorum. Geziyle bunu ortaya koydu. Şu anda gençlik kendine daha çok güveniyor ve ben onlarla gurur duyuyorum. 43 yıldır sosyal demokratlar iktidar olamadı. Hep muhalefet oldu. Nereye kadar? Önceki konuşmalarda 5 yıldız hareketinden örnek verildi. Ben soruyorum bu örgütlülük ya da örgütsüzlük nereye kadar gidecek? Sizler ne düşünüyorsunuz?

Bir başka konuşmacı; Düzen partilerini ve savunduklarını alt alta yazsak hepsinin birbirleriyle aynı olduğunu görürüz. Karşımızda 12 yıldır emperyallerden aldıkları güçle ve zekayla ayakta kalan bir iktidar var. Karşısında bizler cephe sayısını mı arttıracağız yoksa bunlarla uzlaşarak mı yola devam edeceğiz? Yoksa bunların karşısına yeni bir oluşum mu çıkaracağız? Gezi süreci elbette olgunluk sürecine girecektir. Yepyeni bir sonuçta ortaya koyacaktır.

Bir başka konuşmacı; Foruma yeni katıldım. Dünden beri konuşmacılardan feyz aldığımı hissettim. Neo Osmanlı diye bir hareket var. RTE bunu çok iyi kullanıyor. Bunlarla anlaşmalı mıyız? Yoksa bunlara karşı mı koymalıyız? Akademisyenler bunu mutlaka araştırmalıdırlar. Seçimlere kadar forum sürecinin devam etmesi gerekir. Sonuçta çok güçlü odak noktaları tarafından örgütlenmiyoruz. Bizler birbirlerini seven duygusal insanlarız. Bugüne kadar Anadolu insanları içinde ötelenmiş insanlar var. Hali hazırdaki durumumuz kurtuluş savaşı durumu değildir. Bütün ötelenmişlerin kendi içerisinde barışması iç barışı getirecektir. Sürecin içinde entelektüel bir kitle var. Bu kitleden faydalanırsak kazanımlarımız çok daha fazla olacaktır.

Bir başka konuşmacı; Forumlarda gençlerin konuşmasından yanayım. Nasıl örgütleneceğiz? Bir şeyler yapmalıyız da neler yapacağız bilemiyoruz. Yapacaklarımız park forumlarıyla sınırlı kalmamalı. Sivil toplum örgütlerine üye olup oralarda çalışmalıyız. Sivil toplum örgütlerini baskı aracı olarak kullanmalıyız. 112 Bileşenli geziden bu ruh çıktı.

Bir başka konuşmacı; Harita mühendisiyim. 2 Temmuzda Kadıköy’deki etkinlik için milliyet gazetesi 10 bin kişi toplandı ve olaysız dağıldı diye yazdı. O kitlenin içinde bir tane dahi resmi görevli yoktu. Ben google earth’den alanı inceledim. 1 metre kareye 3 kişi düştüğüne göre verdikleri sayının size yanlış olduğunu söyleyebilirim. Ana akım medyayı kesinlikle yıkmamız gerekiyor. Ya bilerek vermiyorlar ya da bilerek yanlış ve eksik bilgi veriyorlar. Forumumuzdaki yoğunluğu arttırmamız için gezi ruhundaki gibi sanatsal çalışmalar yapıp hareket getirebiliriz.

Bir başka konuşmacı; Parkımızda forumumuzun masasını kurup tanıtım yapılmasını önerdi. Oylama yapılıp yarın (bugün) saat 16:00’da kurulmasına karar verildi.

Bir başka konuşmacı; Mahalle meclislerinin kurulmasından yanayım. Forumlar, mahalle meclisleri dünya ölçeğinde Arjantin’de 11 yıldır devam ediyordur. Yoğurtçu parkında Mısırlı bir araştırmacı konuşurken aynı anda Mısır’a el konulduğunu öğrendi. Bizler Mübarek’i devirmiş insanlarız. Sırayla deviririz hepsini tek tek. Ta ki özgürlüğümüze kavuşana dek. Bu tavrı bizlerden farklı değildi. O da bir çapulcuydu. İletişim kurabilmek için herkes sosyal medyaya giremiyor fakat herkesin elinde cep telefonu var. Sms iletişim ağı kurulabilir. Dünya elden gidiyor, Kadıköy elden gidiyor. Yaşayacak alan kalmadı. Mücadeleye sahip çıkalım, yılmadan bıkmadan sonuca ulaşalım.

Bir başka konuşmacı; 2011 Yılında mühendis oldum. TMMOB üyesiyim. Tüm mühendislerin TMMOB’a üye olması gerekliliği gün gibi ortadadır. TMMOB’a saldırı her geçen gün artmaktadır ve içi boşaltılmaya uğraşılmaktadır. Gezi bileşenlerinden TMMOB geçmişte de, şimdide ve gelecekte de halkın yanında yer alacaklardır. Forumumuzda eksiklikler var mutlaka. El ele verirsek zamanla tamamlanacaktır. Mevcut sayımızdan ziyade ne kadar etkili olduğumuz önemlidir. Örgütlü olmalıyız. Aksi taktirde etkin olamayız. Forumda etkinlikler yapmalıyız. Hesleri tartışalım, 3. Köprüyü tartışalım, yerel yönetimleri tartışalım. Nasıl bir yerel yönetim düşünüyoruz? Bunları konuşmamız lazım.

Bir başka konuşmacı; Fikir kulüpleri üyesiyim. RTE ODTÜ’ye gelmesiyle aslında olaylar başlamıştı. İstanbul üniversitesi iktisat bölümünde okumaktayım. Fakültemizin toplumsal iktisatçılar olarak yetişmeleri için mücadele veriyoruz. Kadıköy’de bildiğiniz gibi Gazdan adam festivali yapıldı. Halkın sorunlarını anlatan sınırlı sayıdaki yazılı ve görsel medyaya sahip çıkalım. Düzen partilerinin tuzaklarına düşmeyelim.

Bir başka konuşmacı; RTE alternatifiniz var mı diye soruyor. Cevap veriyorum; evet var o da biziz. Biz halkız. Gezi bunu, alternatif olduğunu gösterdi. Önemli olan halkın iş yapması. Ülkenin bir çok yerinde ağaçlar kesiliyor. Bir çok yerinde HESler devreye sokuluyor. Demek ki iktidar halkın iktidarı değil. Muhalefet partileri işlerini yapamadıkları için biz buradayız. Devlet hiyerarşik yapı bizimle hiç ilgili değilmiş. Oysa biz her zaman vardık.

Bir başka konuşmacı; Foruma katılanların sayısı önemli değil. Önemli olan kendimize güvenmemiz. Forumu etkinleştirmeliyiz. Bizim forum diğerlerinden farklı. Yaş ortalamamız daha yüksek. Fakat hepimiz bu iktidardan kurtulmak istiyoruz. Mahalle meclisleri kuralım. Bunun için yürütme kurulu oluşturalım. Hepimiz taşın altına elimizi sokalım. Çocuklarımız ve torunlarımızın geleceği için. Konuşmalıyız, omuz omuza vermeliyiz ancak ötekileştirmemeliyiz. Tarihimiz boyunca düştüğümüz hatalara bizler bir daha düşmemeliyiz. Daha örgütlü bir yapıya ihtiyacımız var. Çalışmaların daha verimli olması içinde farklı şeyler yapmalıyız. Herkesin dahil olacağı etkinlikler yapılmalı. Örneğin parktaki insanlar buraya gelmiyorsa biz insanların yanına gidelim. Her ağacın altında bir etkinlik yapalım.

Bir başka konuşmacı; Yarın (bugün saat 19:30’da Kadıköy boğa heykelinden başlayarak yürüyüşle Haydarpaşa’ya gideceğiz. Herkesi yürüyüşe davet ediyorum.

Bir başka konuşmacı; Özel sektörde çalışıyorum. İlk günden beri gezi protestosunun içindeyim. 7 sene sonra emekli olacağım. Göz altına alınırsam işten atılırmıyım.

Avukat; Davalar çok uzun sürüyor merak etmeyin. Hapis cezası almadığınız sürece sizi kimse işten çıkaramaz. Şunu unutmayalım ki hiçbir kuş kırılacak dala konmaktan korkmaz. Güvendiği kendi kanatlarıdır. Ve diyorum ki Ben yanmasan sen yanmasan nasıl çıkarız karanlıktan aydınlığa?

Bir başka konuşmacı; Ben 20 gün polis ile birlikte oldum. Beni kimse susturamaz. Ben özgürlük haklarımız için buradayım. Bence sayı önemli değil. Biz geziden başarılı olduysak nedeni hepimizin çalışmasıdır. Orada hiçbir lider olmaksızın herkes çalışıyordu. Kimse önderlik yapmıyordu. Önderlik yapanlar dışlandı. Çünkü herkes orada önderdi. Gündüz 15 dakika ayırıp ne tür etkinlikler yapabiliriz diye düşünebiliriz. Hepimiz bir araya geldiğimizde etkinlikleri ortaya koyup örgütleyebiliriz.

Bir başka konuşmacı; Ben Fenerbahçe stadında her yer taksim her yer direniş sloganlarının atıldığı bir noktada diyorum ki futbol maçları ve üniversiteler açıldığında iktidar daha fazla saldıracak, korktukça saldıracak ama biz korkmuyoruz.


Moderatör; Cuma günü yer yüzü sofralarına ithafen iftar sofraları kuruyoruz. Herkesi azığı ve dayanışmasıyla birlikte bekliyoruz diyerek forumu kapattı.

24 Temmuz 2013 Çarşamba

23 Temmuz Kriton Curi Park Forumu Notları

23 TEMMUZ 2013 KRİTON CURİ PARK FORUMU NOTLARI

Forum bir önceki forumda konuşulan konuları ana başlıklar halinde hatırlatılmasıyla başlandı.
Moderatör ve kolaylaştırıcılar seçildi.

Forum günlerinin bayram sonuna kadar 3 güne düşürülmesi ve pazartesi, Çarşamba ve Cuma forum günleri Cumartesi yada Pazar gününün etkinliklere katılım günü olarak belirlenmesi oylama yapılarak kabul edildi.

Bu konu hakkında bir konuşmacı söz aldı; Forumlar boyunca sinerji oluşturuldu. Boşluk olursa sinerji dağılır diye düşünüyorum dedi.

Moderatör dünden sözüm yarım kaldı diyen varsa öncelikle söz almasını söyledi.

Söz alan bir konuşmacı; Çok güzel bir coğrafyada yaşıyoruz. Yaşadığımız coğrafya –Anadolu- kan ve faili meçhullerle dolu. Cumhuriyeti düşman belleyenler her konuda her yeniliğe karşı sinsice savaş açtılar. Saldırmaya devam ediyorlar. Tarih boyunca gerçek tarihi resmi eğitim kurumlarından öğrenemiyoruz. Gerçek haberleri de öğrenemediğimizi Geziden sonra penguen medya bize bunu çok net gösterdi. Savaşa doğru gidiyoruz. Suriye’nin iç işlerine Özgür Suriye Ordusunu destekleyerek karıştık. Özgür Suriye Ordusu demek şiddet, vahşet ve insanlık dışı davranışlar demektir. Bunlara ve bunun türevlerine sınırlarımızı aştık, silahlar verdik, TC kimliği verdik. İki gün sonrada karşımıza seçmen olarak çıkacaklar. Tehlikenin bu boyutunu altını çizerek göstermek istiyorum. Önümüzde en önemli konumuz anayasadır. Anayasayı kim yapacak? Nasıl yapacak? Kiminle yapacak? Bu çok önemli ve anayasayı halka rağmen tek başlarına yapmamaları gerekir. Anadolu demek hoş görü demektir. Kardeş kardeşe, omuz omuza yaşamak demektir. Bunu Anadolu da Mardin örneği İstanbul’da Gezi örneği göstermiştir. Yapmamız gerekenlerden bir diğer görevimizde seçim kütüklerinin kontrolüdür. Ayrıca bir not vermek istiyorum. İl meclis üyeliklerine seçilmek isteyenler ve yer almak isteyenler ay sonuna kadar partilere başvurup kayıt olsunlar. Son söz olarak ta hiçbir şekilde ötekileştirmeyelim, ötekileştirilmeyelim.

Bir başka konuşmacı; Bir dinin nasıl sömürüldüğüne acıyarak bakıyorum. Kadir İnanır akil insanlar toplantısında “Sayın Başbakan keşke her zaman böyle yumuşak olsaydınız” dediğinde ise başbakan “Sen filmlerinde öylemiydin?” diye soruyor. Görüyoruz ki başbakanda bizlere karşı rol yapıyor. Hanifi Avcı mütasıp  biridir. Fakat sol örgütler davasında yargılanıyor. Atatürk’ün gençliğe hitabında görüldüğü gibi gençlere güveni boşuna değilmiş. Bunu Gezi ispatladı. Fakat gençlerin örgütsel bazda bir partisi yok. Olması gerekiyor. Özgürlüklerin ikinci nedeni örgütlülüktür lakin o da yok. Bütün bunların dikkate alınıp çözülmesi gerekiyor.

Bir başka konuşmacı; Bence anayasa değişmeli. Geleceğe dair pozitif bir düşüncesi olan varsa o da gelsin konuşsun.

Bir başka konuşmacı; Ben lise öğrencisiyim. Korkmadan alanlara çıkıyoruz. Şimdiye kadar Atatürk’ün izindeyiz diyorduk. Şimdi alanlara çıkıp görevimizi yerine getiriyoruz. Bundan sonra bizler değil iktidar korksun çünkü onların devri bitmiştir.

Bir başka konuşmacı; Gezi parkı ve yoğurtçu parkında bulundum. Kadıköy’deki gelişmelerle ilgili ne düşünülüyor? Mahalle meclisleri kurulsun diye karar alındı. Bu çerçevede biz ne yapabiliriz? Hukuksuzluk haddini bilmez bir şekilde sürüyor. Kötü sonuçlar ortaya çıksa da hukuk herkese lazım. Forum haftada 3 gün olacaksa en az 1 günü özel gündemli olsun.

Bir başka konuşmacı; İlçe meclis toplantılarına temsilci gönderelim. Ne konuşuyorlar izleyelim. Kadıköy belediyesi meclis toplantısına buradan da temsilci seçip gönderelim, ne yapılıyor bilgilenelim. Bu bizim yurttaşlık hakkımızdır. Dünya saydamlık endeksi vardır. Saydamlığın çok geniş anlamı vardır. Bilgi almak için özel bir çaba gerekmeksizin önceden belli olanları görmek herkesin hakkıdır. Parkımızda pano yapmayı öneriyorum. İnternetten ve gazetelerden haber çıktıları alarak panomuza yerleştiririz ve günceli yakalayıp gündem oluştururuz. Taksimde ayağına, başına ve beline gaz fişeği gelen kişi Balta limanında bir hastaneye gitmiş. Acil bölümünde Doktor kişinin Taksim’den geldiğini öğrendiğinde sıranın sonuna göndermiş. İşin aciliyetini ihmal etmiş. Penguen medya bunları görmez ve yazmaz.

Moderatör araya girip pano yapılıp yapılmamasını oyladı. Yapılması yönünde bir karar çıktı ve gönüllüler belirlendi.

Başka bir konuşmacı; Forum kan kaybetmesin. Önümüzdeki Cuma günü iftar var. Diğer günlerde konusunda uzman konuşmacıları forumumuza davet edelim.

Bir başka konuşmacı; Kapitalizm akla, doğaya ve bilime karşı bir sistemdir. TMMOB bilime aykırı yapılan hızlı tren projesini onaylamamıştı. Oysa iktidar hızlı tren projesini devreye soktu. 22 Temmuz 2004’de 41 vatandaşımız hatalı projenin kurbanı olup hayatlarını kaybettiler. Hiç kimse ceza almadı ve kimse istifa etmedi. Yaşadığımız süreçte her gün doğa katlediliyor. Son balık, son nehir ve son su tükendiğinde beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak. Bayrama kadar forum günleri 3’e düşürüldü. Küçük küçük adımları atacağımız büyük adımlar için önemsiyorum. Bir arada kalma kararlılığımız çok güzel.

Moderatör; Gelenlerin az olması kimseyi tedirgin etmesin ramazandan sonra tekrardan sayımız artacaktır.

Bir konuşmacı; Bizler Müslümanız. Bu millet önceden de Müslümandı. Türban diye bir sorun yoktu. Çok nadir türbanlılar vardı. 1980’den sonra belli bir çıkar uğruna türbanlı sayısı arttı. Neden?

Bir başka konuşmacı; 28 Şubat kalleşliği Akp’yi var edip, tavan yaptırdı.  Yanlış bir siyaset güdülerek kapalı insanlara yanlışlıklar bilinçli olarak yapıldı. Karşımdaki insanın ne olduğu, nasıl giyindiği benim için önemli değil. Sembolizm kalıcı olmamalı. İçsellikle baktığımızda Yahudiler ve Müslümanlar dinlerini 24 saat yaşıyorlar. Hristiyanlar gibi bir güne indirgeyemiyorlar. Bu durumda laiklik bu dinlere ters geliyor.

Bir başka konuşmacı; Hristiyanlıktada süreç hiçbir şekilde güllük gülistanlık olmadı. Mücadele ederek bugünlere geldiler. Dini kendi içimizde ve ibadethanelerde yaşarsak, devlet politikası olarak görmez isek, daha barışçıl bir yaşamda oluruz.

Bir başka konuşmacı; Türkiye’de 1980’den sonra çok büyük ölçüde batıya göç oldu. Göç edenler yıkımlar yaşayarak, ötekileştirilerek  ve feodalizm içinde sıkıştırılarak yaşamak zorunda bırakıldı.

Bir başka konuşmacı; Türkiye cumhuriyeti kurulduğundan beri laik olduğunu mu sanıyoruz? Bence değil. Çünkü Hanefiliğe endekslenmiş bir laiklik anlayışı var. Süreç içinde Marshall yardımlarıyla  Amerika topraklarımızda ılımlı İslam istediği için başımıza bunlar geldi. Gezi olayları da bunlara dur dedi.

Başka bir konuşmacı; 16 yaşındayım. Benim ailem türbanlı. Bu iktidarda özellikle türbanı öne çıkardılar. Amaçları karşılıklı çatışma yaratmaktı. İnsan oğlunun sağlıklı gelişimi için 18 yaşına kadar etki altında kalmadan yetiştirilmesi gerekir.

Bir başka konuşmacı; Özgürlük mücadelesinde birilerinin askeri olmayalım. Her çocuk bebek doğar. Hiçbir zaman asker doğmaz. Herkes doğduğu andan itibaren özgürlük mücadelesi vermektedir.

Bir başka konuşmacı; Askerler türbanlılar iktidar olunca hapse atıldılar. Karşılıklı sistematikli olarak süren savaş devam etmektedir. Türban siyasi bir simgedir. Buradan da rant elde etmek isteyenler türban altına eşlerini sokarlar. Biz neyiz? Haklarımızı biliyor muyuz? Partilere üye oluyor muyuz?  Siyaset yalan üzerine kurulmuş, bunu yıkabiliyor muyuz? Türkiye son 1 ayda 500 milyar borçlandı deniliyor. İyi bir noktada dairesi olan 4 milyon aile dairesini satarsa bu borcu ancak ödeyebilir. Eskiden 5-6 tane dolar milyarderimiz varken, son 10 yılda 36 tane dolar milyarderimiz oldu. Sermayenin nasıl el değiştirdiğini burada görebiliriz. Giden paraları, örtülü ödenek ödemelerini sorgulayamıyoruz. Siyasi partileri düşüncemize göre yönlendirmemiz gerekiyor.

Başka bir konuşmacı; Evet savaş var. Bu savaş şimdi başlamadı. İnsanoğlunun varlığında seçilen ilk kabile reisi ile o savaş başladı. Bu savaş sınıf savaşıdır. Ezen ve ezilenlerin savaşıdır. Devletin yaptığı ayrımcılık tuzağına düşmeyelim. Kapitalizm para aktarıyor, birilerini kullanıyor ve diğerlerini özgürlük mücadelesinde harcatıyor.  Taksim’de esnaf polise dur demişti. Polis ise esnafa savaş açmıştır. Çünkü artık orada eğlence dünyasına hizmet veren esnaf istenmemektedir. Bir araya gelmemiz için girilen mücadeleye sahip çıkalım.

Bir başka konuşmacı; Özgürlükler noktasında 5 yaşındaki bir çocuğun kendi iradesiyle tesettüre sokulduğuna inanmıyorum. Dayatmaların olduğu bir yerde özgürlüklerden bahsedilemez.

Bir başka konuşmacı; Siyasette rıza dediğimiz bir kavram vardır. Karşısında da zor vardır. Akp’nin iktidarda olmasını rıza ve zor aynı zamanda şiddet sağlamıştır. Neden Akp kazanıyor? Siyasetinde farklı bir şey mi var? Emperyalist desteğini nasıl oya çevirerek iktidar oluyor? Bunların deşifre edilmesi gerekiyor. Alternatif çözümlerin üretilmesi gerekiyor. Türban konusunda dolaşmamak gerekir. Akp’nin elini güçlendirmeyelim. Sakallıya laf yokken türbanlıya laf söylemek kadın vücuduna karışmadan geçiyor. Burada kadınların mücadele vermesi gerekiyor. Greve giden işçilerde greve giden kadın ya da erkek diye bir tabir yoktur. Grev bütün işçilerin grevidir.

Bir başka konuşmacı; İktidarın kurduğu tuzaklara düşmeyelim. Eğer kendimizin de özeleştiri vermesi gerekiyorsa bunu yüreklilikle yapalım ve mücadelemize devam edelim. Bu mücadele halk mücadelesidir.


Forumumuzda alınan karar ile bundan sonra sadece Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri forum olacaktır. Ramazan boyunca Cuma günleri iftar yemeği verilmeye devam edilecektir.

19 Temmuz Cuma Kozyatağı Kriton Curi Parkı Forum Notları


Forum öncesi, Ramazan boyunca her hafta cuma günleri yapılan yeryüzü sofrası kuruldu, gelen herkes karnını bir güzel doyurdu:)

Bir arkadaşımız keman dinletisi sundu, bir başka arkadaşımız şiir okudu.

Moderatörü seçildi, moderatör forum kuralları hakkında bilgi verdi, Ertesi gün Taksimde esnafla yapılacak dayanışma eylemine davet yapıldı. 21:40 dolaylarında başlayan forumda konuşmacıların söyledikleri şöyledir:

1.Konuşmacı: Direnişin simgesi onurlu insanlar var, bunları anmak istiyorum. Bunlardan bazıları, Beşiktaştaki Cami imamı, bir diğeri Ethem Sarısülük davasında polisin hedef alarak ateş açtığını tespit eden bilirkişi heyetidir. +1 Tv vardı, iyi gazetecilerin olduğu, bu kanalın patronunun tavrı nedeniyle buradaki gazeteciler dağıldı. Sürekli gözaltılar yaşıyoruz. Geçen hafta Taksim Dayanışması bu hafta öğrenci arkadaşlarımız.

Her türlü baskıya rağmen onurlu duruş sergileyen insanlara teşekkür ediyorum.

2.Konuşmacı: Burada yerel seçimlerle ilgili, belediye başkan adayları ile ilgili konuşmalıyız. Can ataklı bu konuda Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmeye çağrıldı. Can ataklı bu konuda anket yapılması gerektiğini söyledi. Şu an güçlü alternatif CHP görünüyor.

3.Konuşmacı: Seçimleri konuşmalıyız. Forumların amacına ulaşması, birşeyler elde edebilmemiz için belediye başkanlığı  seçimlerini konuşmalıyız. Bu sürece müdahale etmeliyiz.

4.Konuşmacı: Parti ismi vermeden seçimlerle ilgili konuşmalıyız. Aksi halde başka partileri destekleyenleri burada ötekileştirmiş oluruz. Parti ismi vermek parti desteklemek yerine bizim yapmamız gereken, kim seçilirse seçilsin bizim halk olarak seçilen kişileri, faaliyetleri denetlememiz.

Bu parkta 3 komite kuruldu. 1) Sivil toplum örgütleriyle ilişkiler komitesi 2) Kültür ve sanat komitesi 3) İletişim komitesi. Komiteler henüz çok etkin olamadı.

5.Konuşmacı: Ötekilerin postası adlı haber portalı, Facebook tarafından kendi Facebook hesapları kapatıldığı, ayrıca Facebook'un birçok muhalif kişi ve kurumun hesaplarını gerekçe göstermeden kapatması ve devletlerle işbirliği yaparak kişisel bilgileri paylaşması sebebiyle Facebook'a karşı bir eylem yapma kararı aldı. Bu karar şöyle: Herkesi 21 Temmuz saat 21:00 ile 22Temmuz saat 21:00 arası, yani 24 saat boyunca Facebook hesaplarını kapatmaya çağırıyoruz.

6.Konuşmacı: Bu akşam bir TV kanalında haber programında izlediğim bir haberi paylaşmak istiyorum. Adana'da bir kadın, kucağında yedi aylık bebeği ile TOMA ve polisin önüne geçip onlara tepki gösterdi. Ben bunu, kadınların, annelerin tepkisini çok önemsiyorum.

Bu ülkede geçmişte Deniz Gezmiş'ler asıldı, Erdal Eren asıldı. Dünya görüşü ne olursa olsun bir insanın öldürülmesi kabul edilemez. Hele bir annenin gözünde evladı her şeyden daha önemlidir.

 

6.Konuşmacı: Başbakanın tencere tava eylemleri ile ilgili yasağına tepki gösterdi.

7.Konuşmacı (2.Söz hakkı): Başbakan tencere tava ile ilgili açıklama yaptı, "bunları şikayet edin" dedi. Bizim buna bir alternatif bulmamız lazım. Tencere tava yerine burada bir dabruka grubu kurup müzik yapalım. Bu şekilde bu yasağı savabiliriz.

8.Konuşmacı: Bu parkta müzik grubumuz ile bir müzik dinletisi vereceğiz. Gruba katılmak isteyen arkadaşlar bizimle iletişim kurabilir.

9.Konuşmacı: Benim bir önerim var. Madem birileri bizim tencere tava eylemimizden rahatsız oluyor. Biz de Ramazan davulcularına tepki gösterelim. Bu çağda davulla mı uyanacağız. Hepimizin alarm özelliği olan telefonu var.

10.Konuşmacı: Tencere tava çalmak suç değil kabahattir. Başbakan, cahilliğinden yanlış bilgi veriyor. Gürültü yönetmeliği var, Ezan bu yönetmelikten muaf tutulmuş. Yönetmelik de uygulanmıyor, sık sık değiştiriliyor zaten. TMMOB yasası çıkarılarak kamu denetimi ortadan kaldırılıyor. Yasaları istediği gibi yapıp istediği gibi uyguluyor iktidar. AB uyum yasaları uygulanmıyor, veya değiştirerek uyguluyor. İktidar her şeyi keyfine göre uyguluyor. Gezi Direnişinin ortaya çıkma sebeplerinden biri budur.

11.Konuşmacı: Benim bildiğim kadarıyla Forumlar, AKP'nin zaten oy alamadığı bölgelerde yapılıyor. AKP'nin oy aldığı bölgelere de bu forumları taşıyabilir miyiz? İnsanlar her şeyi, gerçekleri gizleyen medyadan tekip ediyor, yanlış yönlendiriliyorlar. Bu durumu değiştirmek içiin forumları diğer bölgelere ve Anadolu kentlerine de taşıyamaz mıyız?

12.Konuşmacı: Ramazan davulcularına tepki göstermeyi doğru bulmuyorum. Ramazan davulu yüzyıllardır devam eden bir geleneğimizdir.

13.Konuşmacı: Bu forumlar birçok yerde farklı talepleri dillendirmek için de kullanılıyor. Örneğin hastanelerde çalışan Taşeron işçileri öğlen aralarında forum yapıp sorunlarını konuşuyorlar. Biz genelde AKP'nin icraatlarını konuşuyoruz forumlarda. Bunun yerine biz ne yapabiliriz, ne yapmalıyız bunu konuşalım. AKP zaten her şeyi kendi politikaları için araç olarak kullanıyor.

14.Konuşmacı: Kaldığımız yerden devam edelim diyorum: Örgütlenme. Muhtar veya belediye başkanı bizlerden biri olsaydı neler yapardık, ne talep ederdik bunları konuşalım biraz da. Hep eksileri konuştuk, biraz da bizim yapabileceğimiz artı şeyleri konuşalım.

15.Konuşmacı: Geçen gün de kısa bir konuşma yapmıştım. Bugün basit birkaç anekdot aktarmak istiyorum. Bu ülkede radikal olarak ifade edilen kesimlerin nüfusun %13ünü oluşturduğu tahmin ediliyor. Fethullah gülenin 150-250 bin arasında bir kadro kitlesi var.

Bülent Ecevit seksen öncesi %43 oy almıştı. Bunu kendi bireysel lider özellikleri ile başardı. Recep TAyyip Erdoğan da kendi bireysel özellikleri ile yüksek oranda oy alıyor. Konuşmasıyla insanları kandırıyor, iyi bir vaiz. RTE'nin Gezi olaylarından sonra insanlara bakışı değişti. Ülkede 2,5-3 milyon arası insan sokağa çıktı. Bu durum RTE'yi korkuttu. Bizler çevremizdeki insanların siyasi görüşü, düşüncesi, yaşam tarzına bakmadan ortak taleplerimiz etrafında bir araya gelmeliyiz. Aziz Nesin'i anıyorum buradan, bu ülkedeki insanlarla ilgili söyledikleri için. Çok sayıda şakşakçı insan var ülkede.

 

Özelllikle genç arkadaşlardan rica ediyorum; çıkın konuşun. Araştırın, okuyun.

16.Konuşmacı: Geçen hafta bir başka foruma katılmıştım. Orada bir meslek grubunun forumuna katıldım. Genç mühendislerin sorunları ile ilgili özellikle konuşmalar yapıldı. Burada da böyle arkadaşlarımız varsa bir komisyon kurulabilir.

17.Konuşmacı: Foruma ilk defa katılıyorum. Benim merak ettiğim; bu ülkede Deniz Gezmiş'ler asıldığında insanlar sokaklara çıktı mı?(Çıkmadı). Bu ülkede bir biat kültürü var. Ancak Gezi direnişi ile birlikte bu biat kültürü büyük oranda aşıldı. Seçimlerle ilgili olarak da; ben, bu seçimlerde belki olmaz ama daha sonraki yerel seçimlerde partisiz belediye başkanı seçilmesi taraftarıyım. Siyasete giren -partili kişi- kirleniyor.

18.Konuşmacı (2.Defa Konuştu): Herkesin acısı kendine. Irak'ta bir milyon insan öldürüldü. Ben seksen döneminde 26 gün işkence gördüm. Gezi süresince insanlar ölümü göze alarak sokaklara çıktı. Benim oğlum da bu sürece katıldı. Evlatlarımızı yargılamayalım, destekleyelim. Toplu hareket ettiğimiz sürece bizi içeri alamazlar. Fakat bölünürsek içeri de alırlar, öldürürler de.

19.Konuşmacı: Şunu merak ediyorum: Buradaki konuşmalar not ediliyor fakat kaç kişi buradaki konuşmaları internetten takip ediyor bunları. Komisyonlarla ilgili çalışmalar belirlense, dağınıklık giderilse...

20.Konuşmacı (2.Defa konuştu): Burada bir resim atölyesi var, çocuklar ile yapılan. Ben Pazartesi gelip buraya katılabilirim bu atölyeye.

21.Konuşmacı: Deniz Gezmiş'ler idam edildiğinde insanlar sokağa çıkı mı diye soruldu. Evet çıkıldı, seksen sonrası da insanlar sokağa çıktı. Ancak bu eylemler basın tarafından hiç verilmedi. Sokağa çıkan insanların bir kısmı evlerinde infaz edildi. Bunlarda saklandı, basın bunları da vermedi.

Bu ülkede cezaevleri operasyonlarında insanlar kimyasal silahlarla öldürüldü devlet tarafından. Açlık grevi yapan mahpusların bir kısmı sakat kaldı.

22.Konuşmacı: Yaşanan tüm sıkıntıları AKP ve RTE'ye mal edenlerimiz var. Ancak tek sorumlu bunlar değil. Asıl sorun zihniyet-sistem- sorunudur. Devlet her zaman katildi hala öyledir. Siyasete ve siyasetçiye güvenmiyorum. Siyasetten umudum yok benim. İsyanımız sadece Tayyibe karşı olmamalı, zihniyete-sisteme- karşı olmalı.

23.Konuşmacı: On iki eylül seksen döneminde direnenler oldu, ancak darbe ile iktidara gelen cunta tüm muhalefeti ezerek yok etti. Direnişler basında yer almadı.

Genç arkadaşlar gelip konuşsunlar istiyorum.

24.Konuşmacı: Bugünkü Gezi direnişi gibi bir direniş bu ülkede daha önce hiç yaşanmadı. Bizler sadece başbakana değil onun temsil ettiği neoliberal sisteme de karşıyız. Başbakan bize komşularınızı şikayet edin diyor. Daha önce idam edilerek öldürülen devrimci liderler de ihbarcı insanlar tarafından ele verilmiştir. Başbakanın zihniyeti budur işte, ihbarcı bir toplum olsun istiyor. Bu ülkede ihbarcı bir gelenek de var.

25.Konuşmacı: Başbakan bugünkü açıklamasında "Polisimize şiddet uygulayan 3-4 kişi öldü diye dünyanın altını üstüne getiriyorlar, Mısır'da bir yerde 53 kişi öldürüldü kimse bu kadar ses çıkarmıyor" dedi. RTE bunları söylemekle insan hayatının değersizliğini ve öldürmeleri meşrulaştırmaya çalışıyor.

 

Pazartesi (22.07.2013) günü yapılacak Forum ile ilgili başlıklar:

- Mobbing (Psikolojik şiddet)

- Yerel yönetimler

- Mahalle muhtarının çağrılarak konuşturulması