10 Temmuz 2013 Çarşamba

9 Temmuz Salı Kriton Curi Parkı Forum Notları

Bu akşam forumumuz Ramazan dolayısıyla saat 21.30 da başladı. (Bundan böyle Ramazan boyunca her akşam 21.30 da forumumuzda olacağız)

Genel bir konuşmanın ardından arkadaşlar tek tek söz alarak fikirlerini, son birkaç günde yaşadıklarını anlattılar.

Bir konuşmacımız; “6 Temmuz cumartesi günü burada yaklaşık 25 kişi toplandık. Forumumuzun pankartını yazdık ve Kadıköy’den Karaköy’e geçtik. Galata’dan yukarı çıkarken polislerin müdahelesi başladı. Arkamızdan gaz bombaları atıyorlardı. Taksim Dayanışması ile birlikte 2 haftadır toplanıp yürüyorduk ve böyle bir şey olmamıştı. Ama bu sefer bizi gazlarla karşıladılar. Pazar günü bireysel olarak Kadıköy’de ki 1.Gazdanadam Festivaline gittik. Festival gözlerimizi yaşartacak kadar güzeldi. Pazartesi günü Gezi Park’ı açıldığı için forumlarımızı orada yapmak üzere çağrıya uyarak Gezi’ye gittik. Fakat 18.30 da park tekrar kapatıldı ve yine polis müdahalesi ile karşı karşıya kaldık. Anayasal hakkımız olan gösteri yürüyüşümüzü yapamadan dağılmak zorunda kaldık.” dedi.

Taksim Dayanışması’nın gündeme taşımak istediği, forumlarımızda konuşmamız gereken tam da buydu aslında. SİLAHSIZ, KİMSEYE ve ÇEVREYE ZARAR VERMEDEN GÖSTERİ YAPMAK. BU BİZİM ANAYASAL HAKKIMIZDIR.

Daha sonra moderatör herkesi gündemi konuşup, fikir alışverişi yapmaya davet etti.

Bir diğer konuşmacımız; “Cumartesi Taksim’e çıkmaya çalıştım. Arkamda resmi ve sivil polisler vardı. Hiç bir şey yapmadılar. Fakat Taksim’e henüz ulaşmadan aynı polisler çelik yeleklerini giyerek saldırmaya başladılar. Galata’dan Tünel tarafına çıktık. Fakat yoğun gaz ve sis bombası altındaydık. Yanımızda hiçbir koruyucu malzeme yoktu. O akşam orada olanları gerçekleştiren polis Halkın değil Hükümetin polisiydi! Herkes dağılmak zorunda kalırken bir anda ortaya Toma çıktı ve su sıkmaya başladı.  Biz de bir yere sığındık. Biraz sonra, kendilerine “mahallenin esnafı” diyen bir grup bulunduğumuz yere geldi. Bizi tartakladılar ve sığındığımız yerden dışarı çıkardılar. İstiklal’e gittik ama bir anda gaz bombalarıyla karşılaştık. Daha sonra evlerimize gidebilmek için bayağı zorlandık. Kaçışan insanların durumu çok kötüydü. Biz hızla ilerlemeye çalışırken bir mahalleli “bunlar bizim mahallemize gelse inip döveriz” diyerek bizi hayal kırıklığına uğrattı. Oysa biz onların da haklarını savunmaya çalışıyorduk… Bu gün, yani Ramazanın ilk iftar gününde “Yeryüzü Sofrası” kuruldu. Fakat saat 22.00 ye doğru onları da dağıtmaya çalıştılar…” dedi.

Başka bir konuşmacımız; “ Siyasiler ve Sendikalarla Bağlantı Kurma Komitesi olarak bayağı bir yol aldıklarını, bu konuyla ilgili çeşitli taslaklar hazırladıklarını ve bu taslakları da birkaç güne kadar forumda sunabileceklerini” söyledi.

Bir konuşmacımız; “Karaköy’de Tünel’e giderken arkamızdan sesler gelmeye başladı. Dönüp baktığımızda, yüzleri maskeli ve ellerinde borular olan insanlar gördük. O boruların içinde her ne var ise, iki kere patlattılar.  Ön taraftan da gaz sıktılar ve önümüzü kestiler. Orada bulunan herkes gazdan son derece etkilendi. Bu insanların kaskları yoktu. Üniformaları ve çelik yelekleri yoktu. Terörist gibi hareket ediyorlardı. Polis değillerdi. PEKİ BU İNSANLAR KİMDİ ???” dedi.

 

Bir başka konuşmacımız; “Ben de dünkü olaylardan söz ederek konuşmama başlamak istiyorum. Parkımızda buluşup 3 kişi olarak Gezi’ye gitmeye çalıştık. Fakat maalesef 2 kişi döndük. Çünkü bir arkadaşımız polis tarafından gözaltına alındı. Bir polisle nabız yoklamak için sohbet ettim. Burada olan bitenden doğru dürüst haberi bile yoktu. Bir komiserle konuştum. Bize “buradan gidin, gençler geliyor içiyor, eğleniyor ve oynuyor” dedi. Yani bu kadar bihaberlerdi. Sonra birden bir akrep belirdi ve içinden çıkan polis boya ile insanları adeta işaretlemeye başladı. Bizi Tophane’den aşağıya püskürttüler. Karşımıza çıkan bir grup “ direne direne AKP’liyiz” diye slogan attı. Bu akşam televizyondan izlediğim bir iftar sofrasında, “Bu gün Allah için ne yaptın ?” yazıyordu.. Keşke “Bu gün Allah ve İnsanlık adına ne yaptın ?” yazsaydı.!!” dedi.

İlk kez gelen bir konuşmacımız; “Ben bu foruma ilk defa katılıyorum. Daha önce Abbasağa ve Yoğurtçu forumlarına gitmiştim. Sadece birkaç cümle söylemek istiyorum. Bu akşam kurulan “Yeryüzü Sofrası” nda HERKES vardı. Altını çizerek söylüyorum. HERKES vardı. Sanırım bu iftar sofrası birilerini rahatsız etmiş olacak ki, “Dini Siyasete Alet Ediyorlar” dedi. Bu trajikomik bir durumdur.” dedi.

Bu arada Taksim Dayanışması’nın bir duyurusu olduğu söylendi ve o duyuru okundu.

Temel Günden konuları tekrar hatırlatıldı.

Bir konuşmacımız Eğitim ile ilgili olarak; “ Binlerce öğrencinin bu sene yine hayatıyla oynandı. Düz meslek okullarının yanında aynı konularda Anadolu meslek okulları da açıldı ve 2 senelik üniversitelere sadece bu Anadolu Meslek Liselerinden geçiş yapılabileceği ortaya çıktı. Kalan öğrencileri ise özel okulların alabileceği söylendi. Bu da Düz Meslek Liselerini bitiren binlerce öğrenci için hayal kırıklığından başka bir işe yaramadı.” dedi.

Bir konuşmacımız Maden ve Mera yasalarıyla ilgili olarak; “Artık gece çıkan yasalardan korkar olduk. Maden ile ilgili yasa çıktı ve artık hiçbir dağımız emniyette değil. Bergama için zamanında direnebilseydik şimdi bu yasalar patır patır çıkamayacaktı. Mera Yasası da çıktı. Köylülerin meraları kendilerinden kiralanarak başkalarına 49’ar yıllığına kiraya verilecek. Türkiye’de maalesef hak hukuk kalmadı. Van Rektörlüğü için de bir sürü oyunlar oynandı. İşte GEZİ PARKI OLAYLARI İNSANLARI OKUMAYA, ÖĞRENMEYE YÖNELTTİ ve İNSANLARI UYANDIRDI” dedi.

Bir diğer konuşmacımız; “Karşımızdaki en büyük tehlikelerden biri de meşruiyetini yitirmiş olan polislerdir. Hukuk kurallarını bilen, vicdanı olan polis yok karşımızda. Ayrıca ellerinde bıçaklar ve çivili sopalarla saldırıya geçen, ne olduğu belirsiz insanlar var.  Bunlar, gerçekten açık birer tehlikedir. Üstelik bizim elimizde çoğu kâğıt ve bezden ibaret veya deniz gözlüklerinden oluşan gaz maskemizden başka bir şey yok. Dün akşam vapurla Kadıköy’e geçerken, en doğal hakkımız olan ücretsiz geçiş hakkımızı kullandık. (Protesto etmek amacıyla) Geçmeye çalışan bir kadına gözümüzün önünde iskelenin yetkilisi yumruk attı. Evet evet yumruk attı !!” dedi.

Bir başka konuşmacımız; “ Bizler bu güne kadar hiç sesimizi çıkarmadık. Onlar örgütlenirken birçoğumuz seçim zamanı bile tatillere gittik. Sandıklarımıza sahip çıkmadık. Ama artık uyandık. Bizi Gezi uyandırdı. İnsanlara bıkmadan usanmadan kendimizi, amaçlarımızı, olayları ve onlar için de mücadele ettiğimizi anlatmamız lazım. Bütün partilerin birşerek tek çatı altında toplanması gerekiyor.” dedi.

Son konuşmacı olarak bir arkadaşımız; Gezi Parkı olaylarında birlikte duyduğumuz heyecan çok önemli. Her ne olursa olsun birlik ve beraberlik içinde hareket etmeliyiz. Zaten onları korkutan da bu “GEZİ RUHU” dur” dedi.

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder