Kriton Curi Parkı Forumu 26 Haziran Çarşamba Notları
21.00’de ses çıkart protestosu ile başlandı.
Kolaylaştırıcı çıkıp forumun usulü ile ilgili açıklamaları, beden dilini hatırlattı ve Konsensus’u okudu.
Ses sistemimizi çözmüş olduk. Pille çalışan bir ses sitemine sahibiz artık. Bu durumda İhtiyaç listemizin en üst sırasına tombul pili yazmış bulunuyoruz.
Forum’da konu başlıkları çıkarıp o konular üzerinden devam etme fikri sunuldu ve kabul edildi.
Dünden Gezi şarkılarından oluşan bir CD yapıp farklı görüşteki insanlara ulaştıralım önerisi sunuldu. Kabul edilmedi.
Cuma gün saat 22.00’de İstanbul Barosu avukatlarından Ozan Gülhan’ın hukuk semineri yapacağı hatırlatıldı ve daha fazla insan ulaşması için el ilanları yapılmasına karar verildi.
- Çok önemli bir iş yapıyoruz. Farkında olmasakta farkına vardığımızda anlayacağız. MİT bile yeniden çok tehlikeli bir yapılanma içine girdi. Hitler dönemine doğru gidiyoruz. Medyadan hiçbir şey öğrenemiyoruz. Dünya basınında kıyamet koptu, bir tek gazetede, televizyonda doğru habercilik yapılmadı. Yeni bir hayat doğuyor.
- Sabah 10’da Gezi ile ilgili İdari Mahkeme vardı. Aynı zamanda Gezi’de dozerler çalışıyordu. Manalı bir durum değil mi? Geçen forumda aramızda bulunan avukat arkadaşa “Nereye doğru gidiyoruz?” diye sorulduğunda, durursak kaybederiz demişti ve haklı. Taksim’in ilk günündeki eylemler sırasında özellikle kırılan, dökülen arabalar malzeme için bırakıldı. Ötekileştirmeye doğru hiç gitmeden hareket etmeliyiz.
- Bir skor kazanma zamanı geldi. Önümüzdeki seçimlerde mutlaka temsil edecek bir partide boy göstermek gerekir.
- Gezi'de imar yapılabilmesi için bir takım prosedürler var. Uyulması gereken bütün prosedürler çiğnenmiş durumda. Tepeden inme, ben yaparım doğrudur anlayışı çok tehlikeli. Hukukun üstünlüğünün sağlanması için gayret göstermeliyiz. Hukuk yeniden nasıl tesis edilebilir. İktidarın anlayışı ile zor olacak ama olması gerekiyor.
- Forumumuzun bir haftası doldu. Yılmadan, inanarak geldiğimiz için hepimize teşekkür ederim. V for Vendetta’nın maskını Ethem Sarısülük’e benzetilmiş bir görsel var. Bence bu maskelerden yaptıralım ve forumda böyle bir eylem yapıp, fotoğraf verelim. Çünkü hepimiz Ethemiz.
- Medya yasağı konusunda çok hassa olmamız gerekiyor. Uyanık olmalıyız. Malzeme vermemeliyiz. Her an saldırı altındayız.
- Gezi mücadelesi esnasında ara sokaklarda polise karşı kışkırtıcı olan insanlarda oldu. Yapmayalım, yapanları engelleyelim. Bizim dilimiz, yolumuz asala şiddet olamamalı. Biz Barış’ın dilindeyiz. Duran adam durduğu esnada provokatörlük yapmak isteyen kişiye cevap verildi. İstedikleri tuzağa düşmüş oluyoruz böylece. Bu tür tuzaklara düşmeyelim.
- 1 Haziran’da gençler barikatı kuruyorlar. Yaşlı bir adam camdan “28 Şubat’ta neredeydiniz ?” diye sorduğunda, gençler “kreşteydik amca” dediler. (forum da gülüşmeler…) Gençler hiçbir siyasete dahil olmadan destan yazdılar. Bu hareket tam bir halk hareketi, çocukların zekalarıyla halk direnişi sürecine girilmiştir. Medya da bizim gündemimiz olmadan sıraladıkları yalanları gündemimize sokmaya çalışıyorlar. Bu tuzağa düşmeyelim. Polisin uyguladığı şiddet, kullanılan gazlar ve bizi manipüle edecek hareketlerde bulunuyorlar. Biz haklı mücadele için buradayız. Savunmak için değil Mücadele için buradayız.
- Gezi Parkı’na takılmış durumdayım. Birçok park var neden Gezi Park’ı? Ülkemizde demokrasi yok. Eğer demokrasi olsaydı Gezi Park’ı sorunumuz olmayacaktı. Biz Gezi Parkı için burada değiliz. Bir diktatörlük var onun için buradayız.
- Gezi parkı bizim için çok önemliydi. Ben 1954’lüyüm ve ilerleyen süreç içinde 68’lilerin hareketini de biliyorum. Gezi Parkı eyleminde halk var. Şikâyet devri bitti. Bizim derdimizin sistemle olduğunu herkese duyurmamız gerekiyor. Ancak biz eylemler içinde karşımıza çıkacak Allahu Ekber’cilere dikkat edelim.
- Komiteler kuralım. Halkın kendi partisini kurması gerekir.
- Sosyal Medya’da tutuklamalar başlanacak dendiği anda bende şunları kaleme aldım. Facebook devlete IP mi veriyormuş, hangi devlete?
- Direnmeliyiz, inanmalıyız, haklı mücadelemizden vazgeçmemeliyiz.
- Bir buçuk yıldır Kozyatağı’nda oturuyorum. Çok değerli bir iş yapıyoruz. Gezi’ye ilk saldırılar başladığında Kozyatağından sokağa çıktık ve sokağa çıkanlarla kendimizi köprü yolunda bulduk. Her adımda daha da kalabalıklaşarak. Apar topar çıktığımız için yanımıza kendimizi koruyabilecek hiçbir şey almamıştık. Fikirtepe’de gazlı müdahale başladı. 9 yaşındaki kızım için insanlar kendi maskelerini, kendi gözlüklerini çıkarıp verdiler. Gezi böyle bir ruh. Süheyl Batım’la karşılaştık Nişantası’nda. “Ne olacak, ne yapabiliriz?” dedik. Bütün partiler grupta konuşup çekilebilirler dedi ama ertesi gün bekledim öyle bir şey olmadı. Kendisini çok severim ama bu kadar sessiz kalınmasını onaylamıyorum.
- Hareketli (duvar) gazeteye başladık, devamını getirelim. İnternet kullanmayan çok insan var ve bizim o insanlara ulaşmamız gerekiyor. Hala ne olduğu bilmeyen çok fazla insan var. Onlara sesimizi duyuralım, anlatalım Gezi’yi anlatalım. Tencere tava sesleri azaldı, bu sesi yükseltmemiz lazım. Devam etmeliyiz…
- Uyuyan bir halk vardı. Acı tatlı bir çok şey yaşanıyor. Yapılan hareketler güzel. Sonuçlar tatmin edici olmalı. Dinlemekte güzel ama konuşmalı da… Seçimlere kadar doğru duruş göstererek somut şeyler yapmalıyız. Bir ışık gözüktü. Arkasını nasıl getireceğiz?
- Karamsar olmak için gerek yok. AKP’nin yalan üzerine kurduğu bir manipüle çizgisi var. Ortaya koydukları güçte aynı durumda. Gerçek güç halkın kendi gücüdür. Tarihsel bir süreç yaşıyoruz. Mili görüşü temsil edenler halkı temsil etmiyor. O yüzden korkuyorlar.ABD'de -Wall Street-, çadırlar kuruluyor meydanlarda, parklarda. 4 ay kalınıyor. Sağlıkla ilgili olarak bu parkları kaldırıyorlar. Dünya da 82 ülkede aynı eylemler yapılıyor. ABD’de bir tek Antartika’da yapılmıyor. Bu eylemler apolitik gibi gözükür. Yerelden başlayarak bir şeyler yapılır. Çağdaş yaşamı savunacak bir takım etkinlikler yapılabilir. Olayı politik olarak görmeyelim. Kendi enerjisiyle kendi sorunlarını çözerse bu hareket halk hareketidir ve amacına ulaşacaktır. Karamsar değilim aksine umut doluyum.
- AKP’yi devirmek kolay değildir. Karşısındaki partiyi destekleyerek karşı koyabiliriz. Gerçek demokrasinin inşaası için gerekli olan tek anahtarımız hukuk, hukuk, hukuktur. Menderes döneminde az da olsa hukuk vardı. Silivri sürecinde hukuk yok. Hukuk tesis edilmeden mücadele yerini bulamaz.
- Hukuk kalmadı. Savunmaların ve iddianamelerin tamamına yakınını okudum. Davaların ağırlığı değiştirilerek bazı isimler hem gizli tanık, hem de tanık oldular. Böylece iddianameler 10 bin sayfayı geçti. Hukuk şu anda hiç yok. Bu durumda bir anda gelmedik. Her söyledikleri yalan. Altan ailesi, Ufuk Uras destek verdiler bu iktidara bunu unutmayalım.
- 31 Mayıs’ta Gezideydim. Polisin (devletin) ve medyanın yaptıklarını gördüğüm de Güneydoğu’daki olayları, Gazi Mahallesin’de yaşananları daha iyi anladım. Bazı belgeselleri izledim bu süreç içerisinde, onları izlerken yaşadıklarımla daha da iyi idrak ettim. Değişen ve değişmeyenleri düşündüğüm zaman. Almanya’da gördüğüm sosyal yaşantı ve uygulanan disiplinli yaşam ülkemizde ne yazık ki uygulanmıyor ve ses çıkartmıyoruz bu duruma. Yere atılan izmarite de ses çıkartalım, kaldırım taşlarının her sene yenilenmesine de.
- 31 Mayısta başlayan bu halk mücadelesini bir Onur Mücadelesi olarak görüyorum. Yalan söyleyen bir başbakan istemiyorum. Bu şekilde onurum çiğneniyor. Laik toplum aşama aşama elimizden alındı ve ötekileştirilen olduk. Kız çocuk sahibiyim ve yaşadığımız toplumu çocuğum için tehdit olarak görüyorum. Bu mücadele onur mücadelesidir. 68, 78’lerde verilen mücadele belki bu sefer sonuca ulaşır. Korktuk fakat korkmak benim onurumu temizlemiyor, daha da lekeliyor. Bu halk mücadelesine onuru olan herkesin sahip çıkması gerektiğine inanıyorum.
- Hitler döneminde önce rahipleri aldılar seslerini çıkarmadılar, beni almaya geldiklerinde ses çıkaracak kimse yoktu anektodu ile başlayayım. Solcu araştırır, sorgular; sağcılar ise bir reisleri var ve onlar biat ederler. Solcu olmak zordur. CHP’yi hep eleştiririm. Gezi’de oluşan bu antifaşist olayı meclise taşımalıyız. Youtube da 1 Recep 2 Erdoğan adlı bir video var. Önce balkon konuşması yapan başbakan var. Bizim geçmemiz gereken 2 insan var. Önce Recep’ten geçmeliyiz ki Tayyip’e ulaşalım. AKP karşısında antifaşist yapıyı CHP üzerinden harekete geçirelim.
- Cüceler ülkesinde Bilge seçilecek. Parmaklarını uzatmış ve en uzun parmak hangisi diye sormuş. Kimse bilememiş. 1 kişi seçmeden ayrılmış. Daha sonra bilgenin yanına dönmüş ve benim parmağım daha uzun demiş. Uzun parmak biziz, Geziyiz. Yıllardır oy kullanıyoruz bizi temsil eden olmadı, olsaydı Gezi olmazdı. Şiddet, işkence, ölümler, gözaltılar, tutuklamalar… Forumlar 192 noktada yapılıyor. Bu çok önemli. Ülkede 3-4 milyon insan zulme karşı sokağa çıktı, eylem yaptı. Başbakan yalan söylüyor. %50 haydi ya. AKP’nin oyları %30’dur. Baraj kalkmadan girilen her seçin antidemokrattır. Gezi’de başlayan enerjiyle Doğrudan Demokrasiyi örgütleyelim. İşte o zaman kazanacağız. Artık temsili demokrasinin hiçbir işe yaramadığının görelim.
- Anayasayı bir kere delmekten bir şey olmaz denilen, benim memurum işini bilir diyen anlayış, Özal döneminden geliyoruz. O zaman da hukuk yoktu. Bugün de benim polisim işini bilir diyen bir anlayış var. Hukuk yok, hem de hiç yok. Biz bu forumlarda söz hakkımızı kazandık. Ötekileştirmiyorum. Onurlu insanlar her yerdeler. Cami de içki içtiler diye yalanlar ortada dolanırken Caminin müezzini “Ben din adamıyım, yalan söyleyemem” diyerek, o gün cami de içki içildiğini görmediğini söyledi. Önemli olan bu onurlu insanlarla bir araya gelerek seçim barajını kaldırarak doğrudan demokrasiye geçiş yapmalıyız.
- 2 Temmuz Sivas olaylarının yıldönümüne geldik. Sivas katliamı zaman aşımına uğradı. Yalnız bırakmayalım Sivas’a gidelim. Şahkulu’ndan araçlarla ücretsiz olarak Sivas’a gidip destek verelim.
- Geçmişe bakmayalım. Gezi mücadelesine destek veren herkese teşekkür ediyorum. Mücadeleye devam ediyoruz. Hiç çekinmeyin pusulamız Atatürk’ün gençliğe hitabesidir.
- Kapitalist ülkelerde hukuk sistemin fahişesidir.
- Bu grubun yapması gereken en önemli şey umudumuzu kaybetmemektir. Umudumuzu kaybetmeye başladığımızda Kurtuluş Savaşı aklımıza gelsin.
- Aramızda polis var mı? Ya da polis yakını olan var mı? Lütfen varsa çıkıp konuşsun bize de anlatsın, anlamaya çalışalım. Haklarınızı yediriyorsunuz 18 saat çalışma, mesai yok, sendika yok gelin halk meclisi burası sizde anlatın.
- İktidarı herkes eleştiriyor ama muhalefette iktidar kadar suçlu. Muhalefet demek iktidarın kara dediğine ak demek değildir. Gerçek muhalefeti halk sokaklarda yaptı, gençler Gezi’de yaptı. Taksim’de yayalaştırmada CHP’nin de imzası var, bu durumu göremediler. İktidar 1 kişinin dahi rızasını almak zorundadır. Parlamenter sistemde parlamentoya girerek tepkimizi göstermeliyiz.
- Bugün saat 10’da ki Gezi Parkı mahkemesindeydik. Henüz karar alınmadı. Ancak gezi notları sadece notlarda var, planlarda yok. Şu an inşaat halinde olan alt geçitler bile planlarda yok. Tepeden inme bir kararla yapılan uygulamalardır. Aslında Taksim’i yayalaştırmama üzerine yapılan bir plandır.
- Abbasağa forumu şu anda Sabah, ATV binasında doğru yürüyüşe geçti. Ethem Sarısülük hakkında yapılan yalan haberleri protesto etmek için. (forum da beden dilinden çıkılıp alkış ve destek)
- Rehberim. 1 Mayısta bir turu gezdiriyordum. Galata’dan, Tünel’den her yerden insanlar zorlanıyordu. Niçin? 1 Mayıs’ta insanlar Taksim’e çıkmasın diye. 1 Haziran’da halkın Taksim’de olması beni çok mutlu etti.
- Milli Türk Talebe Birliği önce solcuların elindeydi daha sonra adım adım sağcıların eline geçti. Şimdi hiç örgütlenmeden milyonlar sokağa döküldü. Çok değerlisiniz. Örgütlenmeden bu kadar uzun süre direndiyseniz, daha iyi şeyler yapacağınıza inanıyorum.
- MİT’de yapılan düzenlemeler çok önemli, buna izin vermeyelim, ses çıkaralım. Arada kaynayıp gitmesin.
- Unutmayın ki Meclis TV’yi bile kapattılar.
- Baraj kaldırılsın diye CHP öneri verdi. Reddedildi. 1959-60’lı yıllarda oynanan oyunun aynısı şimdi yeniden oynanıyor. O zaman da seçim sistemi bozuktu. En fazla oyu alan partiye aktarılan oylar şimdi de yapılıyor. Bu sistem neden değiştirilmiyor? Kim demokratım diye geldiyse başa en çok acı o süreçlerde yaşandı.
- Çekmeköy’den geliyorum. Empati kurmak gerekiyor. Karşı taraf sizin kadar iyi niyetli değiller. Kendi ürünlerini kullanıyorlar. Kendi ürünleri kmlerce uzakta dahi olsa gidip oradan alıyorlar. Biz bunu yapabiliyor muyuz? Mesela UNO’nun Ülker grubunun yani Yıldız Holding’in olduğunu biliyor muyuz? Boykot diyoruz bunu yapalım. Tutarlı değiliz, tutarlı olalım.
- Beşiktaş taraftarıyım. Bizim taraftar Beşiktaş’ta toplanır haliyle. Hep birlikte İnönü’ye gidilir. Bu durumda Başbakanlık konutunun önünden de geçilir ee yolun üzerinde J Biz biber gazıyla çok uzun yıllardır tanışığız. Tüm taraftar grupları alışıktır aslında. Önemli olan insan yetiştirmek. Tamamen kendi insan tiplerini yarattılar. Sonra işsiz takımını arttırdılar. Polislik mesleğinin değersizleştirdiler. Namus kavramında en küçük kardeş sen vur biz sana bakarız anlayışından şimdi sen direneni vur biz sana ceza vermeyiz anlayışı var.
- Keşke AKP’li birileri de gelip kendilerini ifade etseler. Biz daha yeni demokrasi ile tanışıyoruz. Hazzı zor. Atölyeler aracılığı ile bilmediklerimizi öğrenebiliriz. Mesela Said-i Nursi’yi.
21.00’de ses çıkart protestosu ile başlandı.
Kolaylaştırıcı çıkıp forumun usulü ile ilgili açıklamaları, beden dilini hatırlattı ve Konsensus’u okudu.
Ses sistemimizi çözmüş olduk. Pille çalışan bir ses sitemine sahibiz artık. Bu durumda İhtiyaç listemizin en üst sırasına tombul pili yazmış bulunuyoruz.
Forum’da konu başlıkları çıkarıp o konular üzerinden devam etme fikri sunuldu ve kabul edildi.
Dünden Gezi şarkılarından oluşan bir CD yapıp farklı görüşteki insanlara ulaştıralım önerisi sunuldu. Kabul edilmedi.
Cuma gün saat 22.00’de İstanbul Barosu avukatlarından Ozan Gülhan’ın hukuk semineri yapacağı hatırlatıldı ve daha fazla insan ulaşması için el ilanları yapılmasına karar verildi.
- Çok önemli bir iş yapıyoruz. Farkında olmasakta farkına vardığımızda anlayacağız. MİT bile yeniden çok tehlikeli bir yapılanma içine girdi. Hitler dönemine doğru gidiyoruz. Medyadan hiçbir şey öğrenemiyoruz. Dünya basınında kıyamet koptu, bir tek gazetede, televizyonda doğru habercilik yapılmadı. Yeni bir hayat doğuyor.
- Sabah 10’da Gezi ile ilgili İdari Mahkeme vardı. Aynı zamanda Gezi’de dozerler çalışıyordu. Manalı bir durum değil mi? Geçen forumda aramızda bulunan avukat arkadaşa “Nereye doğru gidiyoruz?” diye sorulduğunda, durursak kaybederiz demişti ve haklı. Taksim’in ilk günündeki eylemler sırasında özellikle kırılan, dökülen arabalar malzeme için bırakıldı. Ötekileştirmeye doğru hiç gitmeden hareket etmeliyiz.
- Bir skor kazanma zamanı geldi. Önümüzdeki seçimlerde mutlaka temsil edecek bir partide boy göstermek gerekir.
- Gezi'de imar yapılabilmesi için bir takım prosedürler var. Uyulması gereken bütün prosedürler çiğnenmiş durumda. Tepeden inme, ben yaparım doğrudur anlayışı çok tehlikeli. Hukukun üstünlüğünün sağlanması için gayret göstermeliyiz. Hukuk yeniden nasıl tesis edilebilir. İktidarın anlayışı ile zor olacak ama olması gerekiyor.
- Forumumuzun bir haftası doldu. Yılmadan, inanarak geldiğimiz için hepimize teşekkür ederim. V for Vendetta’nın maskını Ethem Sarısülük’e benzetilmiş bir görsel var. Bence bu maskelerden yaptıralım ve forumda böyle bir eylem yapıp, fotoğraf verelim. Çünkü hepimiz Ethemiz.
- Medya yasağı konusunda çok hassa olmamız gerekiyor. Uyanık olmalıyız. Malzeme vermemeliyiz. Her an saldırı altındayız.
- Gezi mücadelesi esnasında ara sokaklarda polise karşı kışkırtıcı olan insanlarda oldu. Yapmayalım, yapanları engelleyelim. Bizim dilimiz, yolumuz asala şiddet olamamalı. Biz Barış’ın dilindeyiz. Duran adam durduğu esnada provokatörlük yapmak isteyen kişiye cevap verildi. İstedikleri tuzağa düşmüş oluyoruz böylece. Bu tür tuzaklara düşmeyelim.
- 1 Haziran’da gençler barikatı kuruyorlar. Yaşlı bir adam camdan “28 Şubat’ta neredeydiniz ?” diye sorduğunda, gençler “kreşteydik amca” dediler. (forum da gülüşmeler…) Gençler hiçbir siyasete dahil olmadan destan yazdılar. Bu hareket tam bir halk hareketi, çocukların zekalarıyla halk direnişi sürecine girilmiştir. Medya da bizim gündemimiz olmadan sıraladıkları yalanları gündemimize sokmaya çalışıyorlar. Bu tuzağa düşmeyelim. Polisin uyguladığı şiddet, kullanılan gazlar ve bizi manipüle edecek hareketlerde bulunuyorlar. Biz haklı mücadele için buradayız. Savunmak için değil Mücadele için buradayız.
- Gezi Parkı’na takılmış durumdayım. Birçok park var neden Gezi Park’ı? Ülkemizde demokrasi yok. Eğer demokrasi olsaydı Gezi Park’ı sorunumuz olmayacaktı. Biz Gezi Parkı için burada değiliz. Bir diktatörlük var onun için buradayız.
- Gezi parkı bizim için çok önemliydi. Ben 1954’lüyüm ve ilerleyen süreç içinde 68’lilerin hareketini de biliyorum. Gezi Parkı eyleminde halk var. Şikâyet devri bitti. Bizim derdimizin sistemle olduğunu herkese duyurmamız gerekiyor. Ancak biz eylemler içinde karşımıza çıkacak Allahu Ekber’cilere dikkat edelim.
- Komiteler kuralım. Halkın kendi partisini kurması gerekir.
- Sosyal Medya’da tutuklamalar başlanacak dendiği anda bende şunları kaleme aldım. Facebook devlete IP mi veriyormuş, hangi devlete?
- Direnmeliyiz, inanmalıyız, haklı mücadelemizden vazgeçmemeliyiz.
- Bir buçuk yıldır Kozyatağı’nda oturuyorum. Çok değerli bir iş yapıyoruz. Gezi’ye ilk saldırılar başladığında Kozyatağından sokağa çıktık ve sokağa çıkanlarla kendimizi köprü yolunda bulduk. Her adımda daha da kalabalıklaşarak. Apar topar çıktığımız için yanımıza kendimizi koruyabilecek hiçbir şey almamıştık. Fikirtepe’de gazlı müdahale başladı. 9 yaşındaki kızım için insanlar kendi maskelerini, kendi gözlüklerini çıkarıp verdiler. Gezi böyle bir ruh. Süheyl Batım’la karşılaştık Nişantası’nda. “Ne olacak, ne yapabiliriz?” dedik. Bütün partiler grupta konuşup çekilebilirler dedi ama ertesi gün bekledim öyle bir şey olmadı. Kendisini çok severim ama bu kadar sessiz kalınmasını onaylamıyorum.
- Hareketli (duvar) gazeteye başladık, devamını getirelim. İnternet kullanmayan çok insan var ve bizim o insanlara ulaşmamız gerekiyor. Hala ne olduğu bilmeyen çok fazla insan var. Onlara sesimizi duyuralım, anlatalım Gezi’yi anlatalım. Tencere tava sesleri azaldı, bu sesi yükseltmemiz lazım. Devam etmeliyiz…
- Uyuyan bir halk vardı. Acı tatlı bir çok şey yaşanıyor. Yapılan hareketler güzel. Sonuçlar tatmin edici olmalı. Dinlemekte güzel ama konuşmalı da… Seçimlere kadar doğru duruş göstererek somut şeyler yapmalıyız. Bir ışık gözüktü. Arkasını nasıl getireceğiz?
- Karamsar olmak için gerek yok. AKP’nin yalan üzerine kurduğu bir manipüle çizgisi var. Ortaya koydukları güçte aynı durumda. Gerçek güç halkın kendi gücüdür. Tarihsel bir süreç yaşıyoruz. Mili görüşü temsil edenler halkı temsil etmiyor. O yüzden korkuyorlar.ABD'de -Wall Street-, çadırlar kuruluyor meydanlarda, parklarda. 4 ay kalınıyor. Sağlıkla ilgili olarak bu parkları kaldırıyorlar. Dünya da 82 ülkede aynı eylemler yapılıyor. ABD’de bir tek Antartika’da yapılmıyor. Bu eylemler apolitik gibi gözükür. Yerelden başlayarak bir şeyler yapılır. Çağdaş yaşamı savunacak bir takım etkinlikler yapılabilir. Olayı politik olarak görmeyelim. Kendi enerjisiyle kendi sorunlarını çözerse bu hareket halk hareketidir ve amacına ulaşacaktır. Karamsar değilim aksine umut doluyum.
- AKP’yi devirmek kolay değildir. Karşısındaki partiyi destekleyerek karşı koyabiliriz. Gerçek demokrasinin inşaası için gerekli olan tek anahtarımız hukuk, hukuk, hukuktur. Menderes döneminde az da olsa hukuk vardı. Silivri sürecinde hukuk yok. Hukuk tesis edilmeden mücadele yerini bulamaz.
- Hukuk kalmadı. Savunmaların ve iddianamelerin tamamına yakınını okudum. Davaların ağırlığı değiştirilerek bazı isimler hem gizli tanık, hem de tanık oldular. Böylece iddianameler 10 bin sayfayı geçti. Hukuk şu anda hiç yok. Bu durumda bir anda gelmedik. Her söyledikleri yalan. Altan ailesi, Ufuk Uras destek verdiler bu iktidara bunu unutmayalım.
- 31 Mayıs’ta Gezideydim. Polisin (devletin) ve medyanın yaptıklarını gördüğüm de Güneydoğu’daki olayları, Gazi Mahallesin’de yaşananları daha iyi anladım. Bazı belgeselleri izledim bu süreç içerisinde, onları izlerken yaşadıklarımla daha da iyi idrak ettim. Değişen ve değişmeyenleri düşündüğüm zaman. Almanya’da gördüğüm sosyal yaşantı ve uygulanan disiplinli yaşam ülkemizde ne yazık ki uygulanmıyor ve ses çıkartmıyoruz bu duruma. Yere atılan izmarite de ses çıkartalım, kaldırım taşlarının her sene yenilenmesine de.
- 31 Mayısta başlayan bu halk mücadelesini bir Onur Mücadelesi olarak görüyorum. Yalan söyleyen bir başbakan istemiyorum. Bu şekilde onurum çiğneniyor. Laik toplum aşama aşama elimizden alındı ve ötekileştirilen olduk. Kız çocuk sahibiyim ve yaşadığımız toplumu çocuğum için tehdit olarak görüyorum. Bu mücadele onur mücadelesidir. 68, 78’lerde verilen mücadele belki bu sefer sonuca ulaşır. Korktuk fakat korkmak benim onurumu temizlemiyor, daha da lekeliyor. Bu halk mücadelesine onuru olan herkesin sahip çıkması gerektiğine inanıyorum.
- Hitler döneminde önce rahipleri aldılar seslerini çıkarmadılar, beni almaya geldiklerinde ses çıkaracak kimse yoktu anektodu ile başlayayım. Solcu araştırır, sorgular; sağcılar ise bir reisleri var ve onlar biat ederler. Solcu olmak zordur. CHP’yi hep eleştiririm. Gezi’de oluşan bu antifaşist olayı meclise taşımalıyız. Youtube da 1 Recep 2 Erdoğan adlı bir video var. Önce balkon konuşması yapan başbakan var. Bizim geçmemiz gereken 2 insan var. Önce Recep’ten geçmeliyiz ki Tayyip’e ulaşalım. AKP karşısında antifaşist yapıyı CHP üzerinden harekete geçirelim.
- Cüceler ülkesinde Bilge seçilecek. Parmaklarını uzatmış ve en uzun parmak hangisi diye sormuş. Kimse bilememiş. 1 kişi seçmeden ayrılmış. Daha sonra bilgenin yanına dönmüş ve benim parmağım daha uzun demiş. Uzun parmak biziz, Geziyiz. Yıllardır oy kullanıyoruz bizi temsil eden olmadı, olsaydı Gezi olmazdı. Şiddet, işkence, ölümler, gözaltılar, tutuklamalar… Forumlar 192 noktada yapılıyor. Bu çok önemli. Ülkede 3-4 milyon insan zulme karşı sokağa çıktı, eylem yaptı. Başbakan yalan söylüyor. %50 haydi ya. AKP’nin oyları %30’dur. Baraj kalkmadan girilen her seçin antidemokrattır. Gezi’de başlayan enerjiyle Doğrudan Demokrasiyi örgütleyelim. İşte o zaman kazanacağız. Artık temsili demokrasinin hiçbir işe yaramadığının görelim.
- Anayasayı bir kere delmekten bir şey olmaz denilen, benim memurum işini bilir diyen anlayış, Özal döneminden geliyoruz. O zaman da hukuk yoktu. Bugün de benim polisim işini bilir diyen bir anlayış var. Hukuk yok, hem de hiç yok. Biz bu forumlarda söz hakkımızı kazandık. Ötekileştirmiyorum. Onurlu insanlar her yerdeler. Cami de içki içtiler diye yalanlar ortada dolanırken Caminin müezzini “Ben din adamıyım, yalan söyleyemem” diyerek, o gün cami de içki içildiğini görmediğini söyledi. Önemli olan bu onurlu insanlarla bir araya gelerek seçim barajını kaldırarak doğrudan demokrasiye geçiş yapmalıyız.
- 2 Temmuz Sivas olaylarının yıldönümüne geldik. Sivas katliamı zaman aşımına uğradı. Yalnız bırakmayalım Sivas’a gidelim. Şahkulu’ndan araçlarla ücretsiz olarak Sivas’a gidip destek verelim.
- Geçmişe bakmayalım. Gezi mücadelesine destek veren herkese teşekkür ediyorum. Mücadeleye devam ediyoruz. Hiç çekinmeyin pusulamız Atatürk’ün gençliğe hitabesidir.
- Kapitalist ülkelerde hukuk sistemin fahişesidir.
- Bu grubun yapması gereken en önemli şey umudumuzu kaybetmemektir. Umudumuzu kaybetmeye başladığımızda Kurtuluş Savaşı aklımıza gelsin.
- Aramızda polis var mı? Ya da polis yakını olan var mı? Lütfen varsa çıkıp konuşsun bize de anlatsın, anlamaya çalışalım. Haklarınızı yediriyorsunuz 18 saat çalışma, mesai yok, sendika yok gelin halk meclisi burası sizde anlatın.
- İktidarı herkes eleştiriyor ama muhalefette iktidar kadar suçlu. Muhalefet demek iktidarın kara dediğine ak demek değildir. Gerçek muhalefeti halk sokaklarda yaptı, gençler Gezi’de yaptı. Taksim’de yayalaştırmada CHP’nin de imzası var, bu durumu göremediler. İktidar 1 kişinin dahi rızasını almak zorundadır. Parlamenter sistemde parlamentoya girerek tepkimizi göstermeliyiz.
- Bugün saat 10’da ki Gezi Parkı mahkemesindeydik. Henüz karar alınmadı. Ancak gezi notları sadece notlarda var, planlarda yok. Şu an inşaat halinde olan alt geçitler bile planlarda yok. Tepeden inme bir kararla yapılan uygulamalardır. Aslında Taksim’i yayalaştırmama üzerine yapılan bir plandır.
- Abbasağa forumu şu anda Sabah, ATV binasında doğru yürüyüşe geçti. Ethem Sarısülük hakkında yapılan yalan haberleri protesto etmek için. (forum da beden dilinden çıkılıp alkış ve destek)
- Rehberim. 1 Mayısta bir turu gezdiriyordum. Galata’dan, Tünel’den her yerden insanlar zorlanıyordu. Niçin? 1 Mayıs’ta insanlar Taksim’e çıkmasın diye. 1 Haziran’da halkın Taksim’de olması beni çok mutlu etti.
- Milli Türk Talebe Birliği önce solcuların elindeydi daha sonra adım adım sağcıların eline geçti. Şimdi hiç örgütlenmeden milyonlar sokağa döküldü. Çok değerlisiniz. Örgütlenmeden bu kadar uzun süre direndiyseniz, daha iyi şeyler yapacağınıza inanıyorum.
- MİT’de yapılan düzenlemeler çok önemli, buna izin vermeyelim, ses çıkaralım. Arada kaynayıp gitmesin.
- Unutmayın ki Meclis TV’yi bile kapattılar.
- Baraj kaldırılsın diye CHP öneri verdi. Reddedildi. 1959-60’lı yıllarda oynanan oyunun aynısı şimdi yeniden oynanıyor. O zaman da seçim sistemi bozuktu. En fazla oyu alan partiye aktarılan oylar şimdi de yapılıyor. Bu sistem neden değiştirilmiyor? Kim demokratım diye geldiyse başa en çok acı o süreçlerde yaşandı.
- Çekmeköy’den geliyorum. Empati kurmak gerekiyor. Karşı taraf sizin kadar iyi niyetli değiller. Kendi ürünlerini kullanıyorlar. Kendi ürünleri kmlerce uzakta dahi olsa gidip oradan alıyorlar. Biz bunu yapabiliyor muyuz? Mesela UNO’nun Ülker grubunun yani Yıldız Holding’in olduğunu biliyor muyuz? Boykot diyoruz bunu yapalım. Tutarlı değiliz, tutarlı olalım.
- Beşiktaş taraftarıyım. Bizim taraftar Beşiktaş’ta toplanır haliyle. Hep birlikte İnönü’ye gidilir. Bu durumda Başbakanlık konutunun önünden de geçilir ee yolun üzerinde J Biz biber gazıyla çok uzun yıllardır tanışığız. Tüm taraftar grupları alışıktır aslında. Önemli olan insan yetiştirmek. Tamamen kendi insan tiplerini yarattılar. Sonra işsiz takımını arttırdılar. Polislik mesleğinin değersizleştirdiler. Namus kavramında en küçük kardeş sen vur biz sana bakarız anlayışından şimdi sen direneni vur biz sana ceza vermeyiz anlayışı var.
- Keşke AKP’li birileri de gelip kendilerini ifade etseler. Biz daha yeni demokrasi ile tanışıyoruz. Hazzı zor. Atölyeler aracılığı ile bilmediklerimizi öğrenebiliriz. Mesela Said-i Nursi’yi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder